Haftasonu Hezeyanı ve Yeni Ceket

Pazartesi, Şubat 23, 2015

Hafta sonu dışarı çıkalım dedik ama havanın çok soğuk olması bizi yine nefret ettiğimiz avm lere gitmeye mecbur etti. Zaten sevmem ama bu sefer iyice sinir oldum. Bizim insanımız ne kadar düşüncesiz ya, bebek arabasıyla asansör bekliyoruz, diğer türlü katları dolaşmak çok zor bebekli anneler bilirler. Ama ne hikmetse asansörlerin içi hep dolu ve kimse bi zahmet yer vermiyor. Yürüyen merdiveni rahatlıkla kullanabilecek eli ayağı gayet sağlam tipler asansörleri işgal ediyor. Gerçekten toplumca fazlasıyla eğitime ihtiyacımız var ve de saygıya... Burdan tekrar sesleniyorum o asansörlerde öncelik yaşlı, hamile ve bebekliler için, biraz empati lütfen! Ayrıca bebek bakım odalarındaki tuvaletler gayet özensiz kullanılmış ve temizlikleri düzgün yapılmamış oluyor genelde. Kullanan anneler, sizden sonrada kullanacak olanlar var neden pis bırakıyorsunuz? Armada avm yöneticileri, neden temizlik ve hijyene önem vermiyorsunuz?? Sadece Armada değil başka yerlerde de durum farklı değil. Kimse hijyene dikkat etmiyor bu memlekette :( Konu nereye geldi, ama bunları da yazmak lazım. İnsan başına gelince anlıyor demek ki. Neyse, biraz gezdik çokça eziyet çektik, bol bol söylendik, o arada son aldığım ceketimle bir kaç kareyi de araya sıkıştırdık. 




Sanki hiç bir şey olması gerektiği gibi değil bu memlekette, yada bana mı öyle geliyor bilmiyorum. İnsanlarımız hep mi böyleydi yoksa gittikçe kötüleşiyor mu her şey?.. Neyse bu güneşli günü karamsar cümlelerle kapatmayalım. Daha güzel günler görmek dileğiyle şimdilik hoşçakalınnn :)



Çikolata Soslu Çaylı Kek

Çarşamba, Şubat 18, 2015
Buz tutmuş Ankara'dan merhaba. Hava öyle soğuk ki evden daha iyi bir yer düşünemiyorum. Canım bir yere gitmek istemiyor. Bebekten kalan vakitlerde ev işi, yemek, şanslıysam ufak tefek pasta börek bile yapabiliyorum çok şükür. Ne zamandır şöyle yumuşak, kakaolu bir kek yapmak istiyordum. Biraz araştırdım ve çaylı kek tariflerini görünce benim kakaolu kek tarifimle çayı birleştirdim, ortaya nefis bir kek çıktı.Deneyip çok beğendiğim bir tarif olduğu için paylaşmak istedim, kesinlikle favorilerim arasına girdi.


Üstünü Pakmaya çikolatalı sosla kaplamayı da kendim ekledim. Bu sosu aklınızın bir kenarına yazın tadı harika, bildiğin eritilmiş çikolata gibi.


Malzemeler:
3yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
3 su bardağı un
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı demlenmiş ılıtılmış çay 
2 yemek kaşığı kakao
1 çay kaşığı tarçın
1 paket Pakmaya kabartma tozu
Üstü için Pakmaya çikolatalı sos 
ve sosu hazırlamak için süt

Keki yapmaya her zamanki gibi yumurtaları şekerle çıraparak başlıyoruz. Pürüzsüz kıvama gelince yağı ve ılıtılmış çayı ekleyip karıştırıyoruz. Başka bir kapta unu, kakaoyu ve kabartma tozunu güzelce harmanlayıp sıvı karışıma yavaş yavaş ilave edip karıştırmaya devam ediyoruz. Yağlanmış kek kalıbına döküp 170-180 derecede 40 dakika pişiriyoruz. Daha önce de pişebilir, kontrol etmeyi unutmayın. Kek pişerken Pakmaya çikolatalı sosu hazırlıyoruz. Kek soğuduktan sonra çikoata sosuyla kaplayıp servis ediyoruz.


Görüntüsü şahane, tadı görüntüsünden daha güzel bir kek oldu, yiyenler çok beğendi. Ben çikolatalı sosun yanına biraz da muz dilimledim.


Huzurlu, mutlu günler dilerim, afiyet olsun...


Lanet Olsun!

Pazartesi, Şubat 16, 2015
Böyle vicdansızlığa, caniliğe, gözü dönmüşlüğe lanet olsun! Bu blogda elimden geldiğince güzel şeyler yazmaya çalışıyorum. Bu zamana kadar siyasetmiş, güncel olaylarmış hiç girmedim. Ama bugün artık dayanamıyorum, yeter! Yetsin, bitsin artık! Bu nasıl insanlıktır, o gencecik insana hem tecavüz eden, hem defalarca bıçaklayan üstüne üstlük yakan mahluk insansa, yerin dibine batsın insanlık! Yüzlerce kadın öldü, işkence gördü, taciz edildi, dayak yedi...Her gün bir cinayet haberiyle uyanır olduk güne. Kendimden geçtim benim minicik bir kızım var hiç mi sokağa çıkmayacak bu çocuk, hiç mi yalnız bir yere gitmeyecek? Böyle bir ülkede yaşamaktan hem korkar hem utanır oldum. Midem bulanıyor artık kadını ezen, küçük gören, hırpalayan, döven, öldüren zihniyetten...Bir de kalkıp "böyle şeyler amerikada da oluyor" diyebilen kadınlar var bu ülkede. Amerika da oluyor olması vahşeti meşru mu kılar be kadın? Ne yapalım yani her yerde oluyor diye teselli mi bulalım? Daha kızın bedeni soğumamış nasıl böyle bir laf edersin utanmaz! Senin kızın olsa yine aynı açıklamayı yapabilir misin? Bi de Nihat denen soytarı var, pabucumun sanatçısı, yobaz pislik çıkmış 'mini etek giyersen taciz edilince bağırmayacaksın' diye tweet atmış. Böyle bir katliamdan sonra yazılacak şey midir bu utanmaz insan! Sen kim oluyorsun da milletin eteğine laf ediyorsun, mini etek giyen herkes tecavüz edilip öldürülse kına mı yakacaksın adi!..Senin şarkını şarkı diye dinleyene programını izleyene de yazıklar olsun şu saatten sonra...

Özgecan bardağı taşıran son damla, belki bardak çoktan taştı, sel oldu. O gün annesi babası bilir miydi kızları eve bir daha dönmeyecek, akllarına gelir miydi sapığın biri tecavüz edecek sonra üç kişi tarafından yakılarak katledilecek? Böyle bir vahşeti hangi kanun cezalandıracak? Hangi ceza karşılığı olabilir böyle bir şeyin? Bu nasıl insandır, sorsan erkektir, sorsan müslümandır. Bu mu erkeklik bu mu müslümanlık? Allahtan korkmaz mısın? Ölünce nereye gideceksin düşünmez misin? 
Allah hepsini kahretsin! Umarım cehenneme gitmeden bu dünyada cehennem azabını yaşarsınız, uzun yıllar yaşamanızı diliyorum bir an evvel ölmek ödüldür size, iki cihanda yanın inşallah yaktığınız Özgecan gibi...




Elmalı Tart

Salı, Şubat 10, 2015
 
Bugün Ankara'da yirmi santime varacak yoğun kar bekleniyormuş. Bu da demektir ki bu hafta da evde geçecek. Hava karlı olunca canım kek, kurabiye filan yapmak istiyor nedense. Bugün kek yapma niyetindeyim ama bu arada hazır fotoğraflanmış elmalı tart tarifimi yayınlamadan geçmeyeyim. Malzemeler ve tarif aşağıda, ben hamurumu hazırladıktan sonra üstünü şekilli olsun diye kelebekli kurabiye kalıbıyla kestim.
 
 
Tartımı kelebeklerle süsledim, aslında kafes yapacaktım ama böyle daha şık oldu :)
 
 
Pişerken fırından gelen o tarçınlı koku yok mu...missss...
 
 
Yumuşacık elmalı tart kapanın elinde kaldı. Özellikle çayla harika oluyor tavsiye ederim.
 
 
 
 
Malzemeler:
1 su bardağı buğday nişastası
2,5 su bardağı un
1 su bardağı pudra şekeri
1 çay bardağı sıvıyağ
Yarım paket margarin ( Becel kullandım)
2 çorba kaşığı yoğurt
1 yumurta
Yarım paket kabartma tozu
1 paket vanilya
 
Yapılışı: Katı yağ, yumurta ve yoğurdu karıştırma kabında çırpın. Daha sonra nişasta, pudra şekeri, sıvıyağ, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyip orta hızda karıştırmaya devam edin. Karışım pürüzsüz olunca unu ilave edip elinize yapışmayacak bir hamur elde edene kadar yoğurun. Hamur hazır olunca dolaba kaldırıp yarım saat bekletin. O arada 4 adet büyük boy elmayı rendeleyin. Ocağa alıp içine  5-6 yemek kaşığı toz şeker, 1 tatlı kaşığı tarçın ve yaklaşık bir çay bardağı dövülmüş ceviz veya fındık ekleyin. En son şekil verme kısmında isterseniz klasik elmalı pasta şeklinde isterseniz benimki gibi tart olarak pişirebilirsiniz.
 
Afiyet olsunnnn...
 
 
 
 

Elveda Lohusalık!..

Çarşamba, Şubat 04, 2015

Başlık böyle ama lohusalık biteli de on günü geçti, malum artık herşeyi geriden takip ediyorum, çoğu şeye de yetişemiyorum. Başka bir dünyanın insanıyım artık. Sadece kendim için yaşadığım günler geride kaldı, keyfimin kahyası değilim yani bu saatten sonra Öykü'mün kahyasıyım :) Mesela şimdi bu yazıyı yazarken kulağım tilki gibi içerden gelecek ağlama/mızırdanma sesinde. Böyle  zamanlarda hadi diyorum hadi bebeğim az daha uyu da şu işimi halledeyim. Az daha uyu da bi bulaşık makinesini boşaltayım, bi çamaşır atayım, bi tuvalete gireyim, bi...bi...bi...şimdi de bi post hazırlayayım diye Öykü'ye uyku diliyorum Allahtan. Neyse artık ilk günlerdeki gibi değiliz bir düzene giriyoruz yavaş yavaş. Bir gecede üç defa kalkıp toplamda beş saatlik uykuya harika diyebiliyorsam alışıyorum demektir :) Ama bu benim deliksiz uykuyu özlemediğim, tombulluktan sıkılmadığım, gezme tozmalara hasret kalmadığım anlamına gelmiyor :) Şaka bir yana çok şükür halimden memnunum isteyen herkese nasip etsin Allah, eşsiz bir duyguymuş gerçekten.


Geçen pazar ilk kez Öykütoş Serhan ve ben dışarı çıktık avm ye gittik ve üç saat kadar vakit geçirdik. Geçirdik derken, bebek iyiydi iyi olmasına ama bizim o acemiliğimiz neydi Allahım! Bebek arabasını yürüyen merdivenlerden indirip çıkarmaya çalışırken takılmalar, puseti kaydırmalar, bebeği hoplatmalar off...Valla tek başıma hiç bi yere gidemezmişim gibi hissettim o an. Beceriksiz miyim, ilk gün diye mi öyle oldu, peki ben böyleyim Serhan'a ne oldu hiç anlamadım :) Neyse biraz gezdik, bir de yemek yedik apar topar. Buna da şükür :) Benim gibi avm alerjisi olan birinin en sevmediği yere bile hasret kalması ne demekmiş görün işte. Kırk gün evden çıkmayınca insan neresi olsa koşup gidesi geliyor demek ki...Bu fotoğraflar da bir uyku arasında çekilen kendime moral ve hayata dönme konulu kareler :) Kazak Sheinside.




Blogger tarafından desteklenmektedir.