Konya' da Bir Lezzet Keşfi

Perşembe, Ağustos 28, 2014
Yıl içinde sık sık Alanya'ya gidiyoruz ve yolumuz Konya'dan geçtiği için etli ekmek yemeden geçmiyoruz. Etli ekmeği nerde yediğimizi daha önce burada yazmıştım. Onun yeri ayrı. Bu sefer dönüşte Meram'dan geçerken karnımızın acıktığını farkedince nerde yiyebiliriz diye bakınmaya başladık. Ben çorba içmek istedim hafif olsun diye. Bu arada Meram ne kadar şık bir yer, o müstakil evler, cadde boyunca yemyeşil ağaçlar, parklar, cafeler...süper. Derken Hasan Keyf diye bir yer gördük çorba mangal yazınca deneyelim dedik. Tam yerine gelmişiz, yirmi çeşit çorba varmış meğer mekanda :) Garsona saydırdık tüm listeyi, ama seçe seçe yine mercimek çorba seçtik :) 


Çok lezzetliydi, yanında kıtır ekmek, üstüne tereyağı filan eklediler mis gibiydi. Bir de garnitür olarak acı biber, ezme, turşu filan vardı. Biberleri yemeyi bırakın koklasanız düşer bayılırsınız acısından, pek yanaşmayın derim :) Turşu güzeldi...


Sonra baktık başka bir sürü yemek de var, bir de iştahımız açıldı galiba, etli patlıcan isteyelim dedi Serhan, istedik. O da şöyle, gerçekten evde yaptığımdan güzeldi itiraf etmek gerekirse. 


Garsonla biraz sohbet ettik, mekanın ismi farklıymış el değiştirmiş filan onları anlattı. Sohbetin ardından meyve ikramı yaptı bir de sağolsun. Finali de naneli lokum ve karanfille yaptılar. 



Yollarda acıkınca doğru düzgün yer bulmak biraz şansa kalıyor açıkçası. Biz burayı beğendik o yüzden yazmadan geçmeyelim dedik. Yediklerimiz gayet güzeldi. Hem doyduk hem çok lezzetliydi, zevkle yedik. Tavsiye ediyorum. yolunuz düşerse, canınız çorba, ev yemeği, kavurma isterse burası işi biliyor. Bir lezzet keşfimizi daha paylaşmış oldum, umarım işinize yarar, şimdilik hoşçakalınnnn :)

Siyah Tulum ve Alanya

Çarşamba, Ağustos 27, 2014
Kısa bir kaçamak daha yapıp üç günlüğüne Alanya'ya gittik. Ama kaçar gibi geri döndük. Serhan'ın bir iki işi vardı, evimizin alarmı gecenin yarısı öttü ve en kötüsü de sıcak ve nem çok yordu, o havaya üç gün zor dayandık. Fenalık basması neymiş, nasıl olurmuş yaşayarak anladık. Ne yediğimizden ne gezdiğimizden birşey anlamadık, deniz zaten hamam gibiydi ve çok kalabalıktı, sonuç olarak bir daha bu aylarda gitmemeye söz verip en acilinden toparlanıp kaçtık :) Ankara'ya gelip "Oh" diyeceğimi de hiç düşünmemiştim doğrusu, ama oldu :) Döndüğümüz gece evin karolarını öpesim geldi, deliksiz bir uyku çektim. Nisan, Mayıs, Eylül ve Ekim oranın güzel zamanları, bu net, şansımızı fazla zorlamaya gerek yok. 
Bu kareler akşam güneş battıktan sonra nefes almaya başlayınca çekebildiğimiz ender fotoğraflardan birkaçı. Sheinside dan içinde rahat ederim diyerek istediğim ve gayet rahat ettiğim siyah penye tulumum, palmiyeler, çimenler, kocam ve tavşan tulumlu ben :)






İçimden bir ses bunun son yaz tatili olduğunu, bu postunda son yazlık postlardan biri olduğunu söylüyor. Eylüle birkaç gün kaldı. Neyse artık önümüzdeki mevsimlere bakacağız. Belki sıcaklar bitince daha enerjik olurum hem kimbilir...Haftanın tam ortasından, en sevdiğim gün olan Çarşamba'dan hepinize sevgiler, güzel bir hafta diliyorum, geriye ne kaldıysa :)



İmdaaattt Yaz Bitiyorr !..

Pazar, Ağustos 24, 2014
Evet takvime baktıkça fenalık geliyor Ağustosun 24 ü olmuş yaa, sonbahar kapıda...Havalar hala gayet sıcak olsa da, yaz bitiyor diye düşününce çığlıklar atasım, yatağa zıplayasım, oturup ağlayasım geliyor. Neyse son bir hamle ile ufak bir deniz kaçamağı daha yapacağız şükür. Bu arada yeni siparişleri verirken artık gözüm şifon elbiselerden, kimonolardan, montlara ve ceketlere doğru kaymaya başladı ne yazık ki, zalim kader, napalım. Sheinside ın yeni ürünlerinden seçeceklerim hemen hemen belli oldu. Denim modası devam ediyor tüm hızıyla, kullanışlı olacağını düşündüğüm bu montu çok beğendim, buradan inceleyebilirsiniz.

Mont işine girip kendimi son baharlıkların arasında bulunca bu deri montu da görmezden gelemedim, deri mont burada.

Siyahlardan giderken bu püsküllü cekete hayran oldum, ona da buradan bakabilirsiniz .


Öyle böyle derken yazın bittiğini bu wishlist ile kabullenmiş oldum. Neyse ki Eylül ayını da ayrı severim, güneşli, ılık...Hem daha vakit var, tadını çıkaralım son günlerin. Bu arada siz de beğendiniz mi peki benim beğendiklerimi? Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum. Umarım bol güneşli, bol gezmeli, bol kahkahalı, huzur dolu bir tatil olur, şimdilik hoşçakalınnnn :)



Dantelli Bebe Mavisi Gömlek

Perşembe, Ağustos 21, 2014

Günaydınlar...Hafta sonuna iki gün kaldı, hayatta doyamayacağım tek şey tatil sanırım. Belki de uzun yıllardır çalışmanın getirdiği bir bıkkınlık var bilmiyorum, tek bildiğim hafta sonunu iple çektiğim. Tatildeyken Sheinside dan istediğim dantelli bebe mavisi gömleğim geldi. One size olması beni biraz düşündürmüştü çünkü bedenler her zaman uymayabiliyor. Ama tam üstüme göre oldu. Beğenenler buradan inceleyebilirler. 38-40 bedene rahat olur. Bebe mavisini çok seviyorum ama pek birşeyim yok bu renk. Sadece uzaktan sevmekle yetinmişim demek bu tatlı rengi :) O yüzden gelir gelmez hemen giymek istedim, çok sevdim, bana huzur verdi :)


İşyerinden bir arkadaşım çok beğendi ama üst kısmını evlerdeki perdelerin güpürlerine benzetti :) Cidden benziyor, hele bi on on beş sene öncesinde bi güpür modası vardı hatırladım. Bu da onun gibi evet ama çok daha yumuşak :) Dantel modası aldı başını gidiyor bakalım nereye kadar...Bu arada (görmekten bıkmadığınızı umduğum) Dresslily den aldığım altın çapalı sandaletim ayağımda paralanacak sanırsam :) Başka birşey giymek istemiyorum öyle rahat ki...



Son olarak yaz bitmesin diyorum, ince ince giyinmeye, akşamın geç vaktine kadar balkonda oturmalara, sıcacık güneşe ve ufak deniz kaçamaklarına veda etmeye henüz hiiiiiiçç hazır değilim. Görüşene kadar hoşçakalınnnnn :)


Hamburgerimi Buldum!

Çarşamba, Ağustos 20, 2014
Evet damak zevkime en uygun hamburgeri buldum. Daha iyisini yiyene kadar artık favorim Big Baker. Daha önce canımız "gerçek" hamburger çekince Kentpark Burger Story'e gidiyorduk. Pazar günü gittiğimizde bi baktık kapanmış. Nereye gidelim diye hemen telefondan internete girdim, tavsiyeleri okuyup Big Baker'ı bulduk. Daha öncede önünden çok geçmiştik aslında, ama girmek kısmet olmamıştı. Neyse hemen çıktık yola. Bu arada Ankara o kadar boş ki, istediğin gibi cirit at şehirde. Trafik yok, park sorunu yok ohh harika, Ankaramın nadir güzel olduğu günler galiba :) Konudan uzaklaşmayalım gelelim bizim hamburgere. Big Baker Bahçeli 2. caddede konum ya da dekorasyon açısından öyle göze çarpmayan sade bir yer. Mutfağı açık, hazırlama aşamalarını oturduğunuz yerden görüyorsunuz. Menü ise geniş. Burger çeşitleri dışında pizza, makarna ve sandviç seçenekleri de çok bol. Ekmeklerini kendileri yapıyorlarmış. O çok hoşuma gitti. Biz kendi spesiyalleri olan big baker kare ekmekli burger yedik. Ama o ne lezzetti...bi kere bitmeyen burger diye reklamını yapıyorlar, cidden öyle. Bitiyor bitmesine ama tıka basa doyuruyor, 185 gr sanırım köftesi, ekmeği çok lezzetli, içinde de közlenmiş kırmızı biber ve karamelize soğan var, bir de yanına baharatlı patates...çok güzeldi çok.




İçecek olarak ne istesek derken baktık gelenlerin çoğunun önünde kavanozda servis edilen limonata vardı, bir bildikleri vardır dedik, aldık. O da çok başarılıydı. Bazen limonata acımsı bir tat bırakır, ya da sonradan mideyi yakar filan, bu tam kıvamındaydı. Herkes boşuna içmiyormuş.


İçeri girerken raflarda çeşit çeşit ürünler var çok bakamadım, bir daha ki gidişimde inceleyeceğim neymiş ne değilmiş.

İşte bir hamburger vakası da böyle gelişti. Ben yediğim big baker burgerden inanılmaz zevk aldım. Patates lezzetli, limonata tam olması gerektiği gibiydi. Önce burgerimin ekmeği fazla ısıtılmış biraz kıtırlaşmış halde geldi, garsona söyledim anında değiştirildi, gayet güler yüzlü servis yapıldı. Ankarada yaşayan ve daha önce keşfetmemiş olanlara tavsiye ediyorum, deneyin. Beğenmesem buraya uğraşıp yazmazdım. Benim bilmediğim güzel burgerci varsa sizde  bana söyleyin :) Şimdilik hoşçakalınnn...





Pakmaya'dan Nefis Keşkül

Pazartesi, Ağustos 18, 2014
Herkese kocaman bir merhaba :) Bugün güzel ve huzurlu bir gün olsun, şimdiden o mutluluğu hissetmeye başlarsınız inşallah. Ya ben buraya yazmaya çok özlemişim şimdi anladım :) Önce tatil, sonrasında grip, rapor derken günler akıp geçti. Günlerdir evde dinleniyorum  daha hala tam olarak iyileşemedim, ama olsun. Buna da şükür.
Taa bayramdan önce Pakmaya'dan bir paket geldi. İçinde denemediğim, daha önce hiç satın almadığım bir sürü ürün ve bayramımı kutlayan bir kart vardı. Ürünleri kullanamadığım için fırsat bulup yazı da giremediğim için bugüne kaldı. Hafta sonu biraz kendime gelir gibi olunca bir tanesini seçtim. İşte Pakmaya'nın ilk defa denediğim nefis keşkülü. Ben meyvelerle süsledim o şekilde servis yaptım.


Cuplara dağıtmadan önce de en alta doğranmış şeftali koydum üstüne keşkülü ekledim. Öyle hafif ve lezzetli ki bayıldım. Paketin üstünde de kayısılı keşkül tarifi vardı.

Biraz gecikmeli olsa da Pakmaya' ya bu güzel ürünler için çok teşekkür ederim. Diğerlerini de yaptıkça bloga ekleyeceğim. İşte bayram hediyem :) 


Hem bayram kutlamanız hem de jestiniz beni çok mutlu etti teşekkürler :)


Dört günlük aradan sonra nispeten yığılan işlerim, tam düzelmemiş bir boğaz ağrım, bolca burun akıntım var, ama yine de mutluyum, hayatta güzel şeyler oluyor, olmaya da devam edecek. Hak her zaman yerini buluyor, herkese hakkettiği güzellikte günler ve güzel bir hafta diliyorum. Şimdilik HOŞÇAKALINNN ☺





Happy Days

Pazartesi, Ağustos 04, 2014

Güzel haberler aldığımız, yeni umutlar, heyecanlar yaşadığımız dönemler, maşallah diyeyim aman. Üzüntüler, stresler geride kalsın...Tatildeyiz ve zaten tatilin kötüsü olmaz, iyisi ve çok iyisi olur :) O yüzden şu günlerde yatıp kalkıp şükrediyorum. Buralarda günler sakin ve huzurlu geçiyor. Şu an terasta esen rüzgara karşı yazımı yazıyorum ve tadını çıkarmaya çalışıyorum.  Fotoğraflar ise birkaç gün öncesinden, Kuşadası çarşısından...


Elbisem Sheinside dan ve ilk defa giyme fırsatım oldu. Sandaletleri ise o kadar sevdim ki ayağımdan çıkarmıyorum, onlar da Dresslily den.


Ve o  muhteşem gün batımı, limanda gemiler...Seneye o gemilerde olma hayalleriyle çekilen fotoğraflar...


İşte böyle, şimdilik haberler bunlar. Çok yazacak şey var, muhteşem fotolar var ama burada insan bilgisayar başında fazla kalamıyor. Görüşene kadar hoşçakalın :)


Mor Plaj Çantası

Pazartesi, Ağustos 04, 2014
Denize bakarak post hazırlamak da ayrı birşeymiş, hiç dönesim yok Ankaraya...Ama ne yazık ki günler sayılı, neyse şimdilik keyfini çıkarmaya devam. Tatil hazırlıkları yaparken Baykumaş dan istediğimiz mor kumaşımızı çanta olarak değerlendirmeye karar verdik. Evde yıllardır bekleyen pembe yapma çiçeği de süslemek için kullandık.


Aynı renk ve kumaştan bir de minik makyaj çantası var.




İç astarı pembe beyaz çizgili kumaştan. 



Kumaş çantalar yaz için hafif ve kullanışlı oluyor. Kışın da market, çarşı pazar alışverişlerinde kullanılabilir. Dikmekle uğraşmak istemeyenler için İkea da astarsız bez çantaları uygun fiyata görmüştüm, galiba 11 tl civarıydı. Dikiş dikebiliyorsanız parça kumaş için  Baykumaş a uğrayın, çantanıza bizimki gibi bir çiçek iliştirmeyi de unutmayın :)



Blogger tarafından desteklenmektedir.