Siyah-Beyaz-Kırmızı

Salı, Nisan 30, 2013
Bahar geldi bizim kaybolan neşemiz de geri geldi. Kombin fotoğrafı çekelim derken biraz cıvıdık, konsantrasyon bozukluğu sonucunda bu kareler ortaya çıktı. Aslında hoşuma gitti bundan sonra hep böyle mi yapsam acaba ☺
 

Beyaz kalpli siyah şifon gömleği Elçinden almıştım, güle güle giyiyorum ☻Beyaz opak çorap Serhanın tavsiyesidir, kırmızı ayakkabım da benim favorimdir. Platform modası yerini normal tabanlara bıraktı, ancak elimizdekiler ne olacak merak konusu.


Tırnağımdaki kalbi ben yaptım ♥ ve yarın 1 mayıs olduğu için tatiliz yupppiiiii :)

 

Pazar Gününden Notlar

Pazartesi, Nisan 29, 2013
Eskiden aynı model giyinen çiftleri gördüğümde amaan bu ne derdim. Hiç işim olmaz derdim. Ne gerek var derdim. Hatta itiraf ediyorum sinir olurdum. Amma velakin dostlarım büyük lokma yiyip büyük laf etmemek lazımmış. Aşağıdaki kare ne demek istediğimi gayet net anlatıyor sanırım ☻ Zamanla insan değişiyor, orası kesin. Şimdi Serhan la her gittiğimiz yerden ikimize hatıra tişörtler alıyoruz. Bunlar Amsterdam tişörtleri. Giyerken çok zevk alıyoruz ☻ Yani asla asla dememek lazımmış. Tecübeyle sabittir.
 
 
Pazar günü Ankara da hava 30 dereceyi de gösterdi ya artık tamamdır. Yine baharı görmeden yaz gelmiş demektir. Ama bundan şikayetim var sanmayın. Kış bitsin de bahar yaz hepsi olur. Biz de önce Hamamönü sonra Bahçeli 7 derken günü sokakta bitirdik. Evde işler vardı, alışveriş vardı, o vardı bu vardı hepsi yalan oldu. Öğle vakti çıktığımız eve akşam 9 da girebildik.
 
 
Bu da Hamamönünden klasik bir kare. Her sene aynı yerde benzer onlarca poz birikmiştir herhalde. Yine çok güzel çiçekler ekilmiş, çimler yemyeşil, ortam güzel, tavsiye ederim ☻
 
 
Haftasonunun hikayesi böyle. Sadece pazar günü tatil olunca fazla bir randıman alınamıyor. Yine de eksik kalmayayım bir merhaba diyeyim diye geldim, yeni bir yazıda buluşana kadar hoşçakalınnnn :)))
 
 
 

Alanya Kaçamağı

Perşembe, Nisan 25, 2013
23 Nisanı fırsat bilip Alanya ya gidelim mi filan diye düşünürken bir baktık ordayız. O kadar ihtiyacım varmış ki gidince daha iyi anladım. Hem iş, hem başka şeyler çok boğulmuşum farkında olmadan. Üç günlük bile olsa farklı bir hava solumak, uzaklaşmak çok iyi geldi. Giderken yine yağmur eşlik etti yol boyu. Ama Alanya ya vardığımızda hava bildiğimiz ılık bahar havasına döndü. İncekum da plaja gittik kumlara ayağımı bastığım anda bütün negatif enerijinin akıp gittiğini hissettim.
 
 
Sonraki gün Dim Çayına gidelim diye çıktık. Meğer bir de Dim Mağarası varmış. Damlataş mağarasını görmüştüm ama burası çok daha büyük git git bitmiyor. İnanılmaz bir doğa harikası.
 
 
 
Dim mağarasına giderken dağ yolu yemyeşildi, huzuru bozarım korkusuyla insan konuşmaya bile korkuyor.
 
 
 
 
 
Dim mağarasının içi böyle. Sağa doğru 50 metre, sola doğru 300 metrelik tünel boyunca ilerliyorsunuz. Ve gördüklerinizin her biri usta ellerden çıkmış birer sanat eseri gibi.
 
 
Tabii size de hayranlıkla seyretmek düşüyor:
 
 
Çıkışta Dim çayı boyunca bir tur attık. O güzelim yeşillik bizi bizden aldı. Biz beton insanıyız, alışkın değiliz bu kadar yeşile :)
 
 
Alanya belediyesini tebrik etmek lazım. Çok güzel parklar yapmışlar.
 
 
 
Bir de kedi parkı var ki ben böyle bir yer hiç görmedim. Sadece kediler için yapılmış, yuvalar, mamalar, su kapları, oyuncaklar ne ararsan var. Ve tabii bir sürü kedi.
 
 
Limanda bir hatıra fotoğrafı. Çerçeve hazır siz de içine giriyorsunuz, iyi fikir di mi?
 
 
Yine limanda ressamlar parkı:
 
 
 
 
Alanya kalesinden akşam üstü manzarası.
 
 
 
Ve dönüş yolu. Bu konvoy nedir derseniz, jandarma durdurdu yola kaya düşmüş beklemeniz lazım dedi o dakikadan itibaren bir saate yakın bekledik.
 
 
Beklerken bir fotoğraf daha, otoban hatırası :)
 

Bir Alanya tatili daha bitti. Kısa ama çok faydalı bir kaçış oldu. Şimdiden yaz tatilini iple çekmeye başladım. Bu arada Ankarayı ve de Ankara ile ilgili hiçbir şeyi özlemediğimi söylememe gerek var mı :)
 

Yeni Kumaşlar Yeni Hayaller

Çarşamba, Nisan 17, 2013
Dünkü kasvetin üzerine babamın doğumgününü kutlamak için annemlere gittik. Yemek, pasta çay filan derken Elçin sürpriz yaptı yeni kumaşlar almış. Dün yüzümün güldüğü tek andı galiba ☺
 
 
Hangisini hangisiyle eşleştiririz, neyle neyi kullanırız, ne yaparız ne ederiz diye biraz hayal kurduk. Fillerin tatlılığına bakar mısınız ☺ 
 

Pop art almış başını gidiyor. Ve sanırım dikiş hastalık gibi bir kere bulaştın mı devam ediyor. Şimdi bile aklım kumaşlarda...

 
Rengarenk şeker gibi.
 
 
İşte böyle... 
 
 
Bunlarda fillerimizin zoomlu hali ☺ Bu ciciler birşeylere dönüşecek ve inşallah hep beraber paylaşacağız yine burada.
 
 ♥

Trendyol Alışverişi: Bir Çanta Bir Bileklik

Salı, Nisan 16, 2013
Trendyol da bu silikon çantayı görünce tatilde plajda çok rahat kullanırım diye düşündüm. Ne de olsa ıslanma sorunu yok. Gerçi artık silikon çanta, cüzdan çok moda ve her yerde kullanılıyor ama benim alırken ilk düşündüğüm şey buydu. Rengi çok hoşuma gitti. Üzerinde bir kalp var ve 22x20 cm olarak boyutu da hiç küçük değil, epey iş görür :)



Aynı firmadan bir de aşağıdaki bilekliği aldım. Sağlamlığı konusunda iyi not vermiyorum çünkü ilk takışta şeritlerden birinin bağlantı yeri açıldı. Ama hem çok beğendiğim modeli, hem de ucuz fiyatı yüzünden geri göndermedim. Çıkan parçayı tamir edebilirim. Ama biraz daha silikonuna kıysaydı yapan firma hiç uğraşmama gerek kalmayacaktı. 


Ve bugün ne kasvetli ne ağır bir gündür yarabbim. Bazen sabrımın sonuna kadar gelip geri döndüğümü hissediyorum. O yolu gide gele bir hal oldum. Bir gün dönemeyip patlarsam nasıl olacak bilmiyorum. Şimdilik ya sabır diyorum, herşeyin hayırlısını diliyorum, Allahım bana insanlara katlanma gücü ver diyorum ve kasvetli günüme kaldığım yerden devam etmek üzere gidiyorum. Umarım sizin gününüz çok daha güzel geçiyordur, hepinize sevgilerimi gönderiyorum, ne kaldıysa tabi, siz de iyi enerjilerinizi gönderin lütfennn zira bugün çok ihtiyacım var...





Ankaralının Klasik Haftasonu Rotası

Pazartesi, Nisan 15, 2013

Bizim de kocaman parklarımız, yeşil alanlarımız, bahçelerimiz, yürüyüş parkurlarımız, bisiklet yollarımız olsaydı ne olurdu? Ankaralı olanlar anlayacaktır beni, büyük çoğunluk aynı dertten muzdariptir, şu sevgili şehrimizde saydığım sosyal alanlar çok az maalesef. Cumartesi günü (Ankaranın kalan diğer nüfusuyla beraber sanırsam) Kuğulu parka gittik. Aman o ne kalabalık, bebeğini, pusetini, köpeğini, eşini dostunu kapan gelmiş. Yazık ya gidecek yer yok. Akla ilk burası geliyor. Yenileme çalışmalarından sonra eli yüzü düzelmiş parkın. Laleler filan ekilmiş güzel olmuş.


Pazar günü ise nedendir bilinmez, yine aynı adrese doğru giderken bulduk kendimizi. Elçinlerle buluşacaktık Tunalıya gezmiştik, biraz vakit geçirip beklemek için yine Kuğulu parka gittik. Ve yine aynı kalabalık. Yeni parklar, yeşil alanlar yapmak yerine olanları inşaata betona çevirmeye çalışanlar; yazıktır, bırakın insanların gezeceği, hava alacağı, çocuklarını gezdirebileceği yerler olsun. Üç tane kaz, kirli bir havuz ve beş on tane bank bile yüzlerce insanı aynı yere toplamaya yetiyor, çok birşey isteyen de yok. Bu tip sosyal alanları çoğaltın. Bakınız yurt dışında devasa parklar var, ilham alınız. Yenisini yapmıyorsanız eskilerini bari rahat bırakınız...


Sosyal mesajımı da verdim, artık huzurunuzdan çekilebilirim. Sonuç itibariyle parkta oturdum, simit yedim, dondurma yedim, gezdim, kocamı sevdim, kardeşime gittim, tatili böyle bitirdim ☻

Pop Art Kumaştan Çanta Diktik

Pazartesi, Nisan 15, 2013

Dün Elçinlerle buluşup Tunalı da gezdik. Sonra yağmur sinyalleri alınca, biraz da yorulunca eve gittik. Taa ben  evlenmeden önce çanta yapmak için aldığımız kumaşlar iki yıldır bekliyordu. Hatta bir tanesini dikmişiz sapını yapamamışız kalmış. O zaman acemiliği atmak için küçük bir dikiş makinası almıştık. Bizim acemiliğe mi dayanamadı, yoksa çok mu kalitesiz bir makineydi bilmiyorum ama bir iki denemeden sonra bozulmuştu. Bizim kumaşlarda doğru dolaba. Taa ki düne kadar. Elçinin yeni aldığı kumaşlar, kalan eskiler filan derken bir baktık girişmişiz dikiş işine yeniden :) Pop art kumaşla acı kahveyi kombinleyelim dedik. Evdeki bir çantayı da ölçü için kalıp olarak kullandık. 


Ön ve arka yüzleri kestik. Üstüne şerit olarak acı kahve bant geçtik. En son alt ve yan kenarlardan da dikiş geçelim dedik ve doğru bir karar vermişiz çok daha düzgün durdu. Saplarını da kahverengiden diktik. Sonuç gördüğünüz gibi oldu.


İşte böyle bir dikiş macerası oldu. Şimdi yenileri için model ve renk düşünmeye başladık bile. Peki siz de beğendiniz mi :))




Mor Sümbül

Cuma, Nisan 12, 2013

Geçen hafta eşimin aldığı sümbüller ilk geldiğinde böyleydi. Ama şimdi çiçekleri biraz bozuldu :( Zamanı geçiyor desem değil, susuz kaldı desem değil ne oldu anlamadım. Gerçi hala nefis bir kokusu var. Umarım düzeltebilirim...



Zımbalı Ugg lar-DIY

Çarşamba, Nisan 10, 2013
Kalan zımbalarım da evdeki ugg lara kısmet oldu ☺ Zaten bu zımbalama işi virüs gibi başladın mı durmak bilmiyor insan. Efendim şu aşağıda gördüğümüz normal ugg. Giyilmiş, heves alınmış, hatta bir miktar eskitilmiş. Şimdi onu biraz hayata döndürelim :)


Yan tarafına çift sıra, önlerine de rastgele silikonladım. 


Ben sonuçtan memnun kaldım. Bu da zımba macerasının son ürünü. Gerçi artık bahar geldi ama olsun havalar soğuyunca hazır bekliyor olacak. 


Evde bir miktar daha zımba var ama elimde proje yok :)) O değil de farklı bir şeyler yapmak istiyorum, ama ne olduğunu bilmiyorum arayıştayım. 
Bu ara henüz tam netleşmeyen bir seyahat planı da var işin içinde pek vaktim kalmayabilir gerçi. Bakalım :)




Zımbalı Taç

Salı, Nisan 09, 2013

Pazar günü zımbalar ortaya çıktı. Zaten yer gök zımba oldu ama yine de doyamadık gitti :) Ben de bu furyadan nasibimi aldım, almaya devam ediyorum. Daha önce pinterest ve Zet Fashion da gördüğüm zımbalı taç hoşuma gitmişti. Ben de konik zımbalarımı çıkardım. Bir tane düz siyah taç bir de japon yapıştırıcı.




Sonrası malum, sırayla yapıştırdım.


Hemen de taktım ☺




Babet Süsleme-DIY

Pazartesi, Nisan 08, 2013

Pazar günü evde işler bitince küçük çaplı DIY çalışmalarına giriştim. Evdeki lacivert babeti biraz hareketlendirmek biraz da süslemek istiyordum. Eski hali sade dümdüz bir şeydi. Daha önce ki işlerden artmış lacivert danteli kurdele yaparak silikonla yapıştırdım. Üstüne bir tane de kare zımba. Oldu bitti. Önce böyleydi:


Ufacık bir dokunuşla 10 dakika içinde bambaşka bir babet oldu. Bayılıyorum böyle işlere ☻



Mudo'dan Çanta

Cuma, Nisan 05, 2013

Geçenlerde arkadaşımla (tamamen tesadüfen) outlet Mudo'ya gittik. Çok acımasız bir indirim vardı. Bu çantayı görür görmez beğendim. Almazsam olmazdı. Aldım ☺ Bugün de mor babetlerimle beraber kullandım. Sabah serin olduğu için trençkotumu giymeden çıkamadım. 


Ama sonunda babet mevsimini açtım, darısı sandaletlerin başına ☺






Mor saat ve küpemi de unutmadım. Saçlarımı görmezden gelin. Evet kestirmem gerek. Evet kıyamıyorum. Evet sarı saç uzamıyorrrr :( 




Blogger tarafından desteklenmektedir.